21 Haziran 2015 Pazar

Dev Center Application For Windows Phone Developers

Eğer mobil uygulama geliştiren biriyseniz ve üzerine kafa yorduğunuz marketlerden birisi Windows market ise sizin için olmazsa olmaz olan bu uygulamayı kısaca inceleyeceğiz.Dev Center,biz geliştiricilere markette ki uygulamalarımızla ilgili birçok önemli veriyi sunan,hesabımızın durumlarını kolaylıkla takip edebileceğimiz bir mobil uygulama.Uygulamalarımızın genel toplam veya tekil olarak ne kadar indirildiği,çökme yaşadığını,yorum aldığını 5 gün,1 ay,6 ay,1 yıllık gibi süreçler için görüntüleyebileceğimiz bir yazılım.Bu veriler uygulamaları herhangi bir markette olan bir geliştirici için olmazsa olmazlardır.



Öncelikle şu adresten uygulamayı telefonumuza indirebileceğimizi söyleyeyim.Adrese gittiğimizde klasik cahil-troll Türk insanıyla karşılaşmadan edemiyoruz.Şöyle diyenler var "gereksiz","ne işe yaradığını anlamadım" bundan dolayı 1 yıldız falan vermiş.Arkadaş bu uygulama doğduğu günden beri bu dünyada tüketmekten başka bir iş yapmayan insanlar için yapılmamış.Anlamadıysan şöyle söyleyim,bu uygulama o markette giripte sırf görünsün diye bir yıldız verdim dediğiniz emektar geliştiriceler için kendi hesap durumlarını analiz etmesi içni yapılmış bir şey.Yenilir,içilir,oynanabilir ve sizin girip çıkabileceğiniz bir uygulama değil.Ona göre gidipte saçma sapan "iğrenç" vs gibi yorumlar yapmayın.Sende geliştirici hesabı mı varda(1) veya hesabında uygulama mı varda "gereksiz" diyorsun.Bazen gerçekten tiksiniyorum bazı şeylerden.Asıl gereksizler kimdir siz karar verin.

Uygulamaya geliştirici hesabıyla giriş yapıldığını söyledim.Giriş yaptıktan sonra bizleri panoramik temalı bir görünüm karşılıyor.Karşımıza highligts,downloads,crashes,my apps sayfaları çıkıyor.

Highligts kısmında genel olarak markette yüklü bulunan bütün uygulamarımızın toplam indirilme sayısı ve grafiksel gösterimi,toplam çökme sayısı ve toplam kazaç anlamında bilgileri sunulmaktadır.


Downloads kısmında uygulamalarımızın teker teker indirilme sayılarının gösterildiğini ve ilgili uygulamayı ayrıntılı olarak inceleyebileceğimiz kısımlara gitmemize olanak sağladığını görüyoruz.


Crashes kısmında istediğimiz zaman diliminde meydana gelmiş yazılım sonlandırmalarını,çökmelerini görebiliriz.



My Apps kısmında ise uygulamalarımız görülmektedir.


Bütün bu kısımlardan girdiğimiz herhangi bir tekil uygulamamızın sayfasında details,markets,reviews,downloads,crashes,products kısımları mevcuttur.Bu kısımlardan uygulamamızın hangi ülkelerden yıldız veya yorum aldığını,kaç kere indirildiklerini  vb bilgileri ve uygulamamızın marketteki genel durumu(yayımlanmış mı,hangi kategoride,taban fiyatı vs) hakkında detaylara ulaşabiliriz.

Sonuç olarak şunu söyleyebiliriz.Eğer markette uygulamanız varsa.Bu hayatta oturup birileri şunu bunu yapsın demekten ziyade bir şeyler yaratıp onun getirilerini görmek istiyorsanız bu uygulama windows phone geliştiriciler için mükemmel bir şey.İnanın markette uygulaması olanlar günde en az bir kere kontrol ediyor olacaklar.Diğerleri sadece sosyal medyayı kontrol eder.Siz gelirleri ve yüklenme sayılarınıda kontrol edin.Farklıydınız daha çok farkınız olsun.

(1)Geliştirici hesabı olup bir şey üretmenin 'ü' sünü bilmeyen çok arkadaş mevcut.Uygulamaları bedava indirmek için geliştirici hesabı alanlar için söylüyorum.Tabi ki geliştirici hesabı direk uygulamaları ücretsiz indirmemizi sağlamıyor.Windows Phone Unlock kavramına belki sonra göz atarız.

6 Haziran 2015 Cumartesi

Caps Color (Color Picker Application)

Bugün burada windows phone market için tasarladığım renk seçici veya çekici olarak kullanabileceğimiz Caps Color isimli uygulamayı tanıtacağım.Bir fotoğraftan renk çekme işlemi genellikle çizim,tasarım programlarında kullanılır.Amaç beğenilen renk tonunun bilgilerine ulaşmak ve gerçek sanatçıların yaptığı gibi onu çalmaktır.Tabi doğada ki renk paletlerinin sahibi yoktur ve dilediğimiz tonu dilediğimiz yerde kullanabiliriz.Sadece çaldığımız karenin poligonlarının bizim karenin poligonlarıyla aynı olmaması şartıyla.Yani bir kot pantolonun rengini web sitemde ki banner(1) kısmına uyarlarsam sıkıntı yok.

Wikipedia(2) da ki tanımda renk,ışığın gözün retinasına değişik bir biçimde ulaşması ile ortaya çıkan algılamadır.Bu algılama,ışığın maddeler üzerine çarpması ve kısmen soğurulup kısmen yansıması nedeniyle çeşitlilik gösterir ki bunlar renk tonu veya renk olarak adlandırılır.Tüm dalga boyları birden aynı anda gözümüze ulaşırsa bunu beyaz,hiç ulaşmazsa bunu siyah olarak algılarız.Birde insanların bu renk tonlarını gruplandırma anlamında sistemleri var ki dijital ortamda bunlara web renkleri ve hex üçlüsü vb diyebiliriz.Abi şu renk tonu çok iyimiş dediğimizde o rengin Red(Kırmızı Değeri),Green(Yeşil Değeri),Blue(Mavi Değeri) ve Alpha(Saydamlık Değeri) değerleri bizler için kullanırken gereklidir.Hex üçlüsü 6 haneli 3 byte lık hexadecimal(3) bir numaradır.Her byte hexadecimal gösterim kullanıyorsa 00 ile FF arasında,decimal gösterim kullanıyorsa 0 ile 255 arasında bir sayı ile belirtilir.Byte 1 kırmızı değer,byte 2 yeşil değer ve byte 3 mavi değer olarak kullanılır.Çoğu web tarayıcılarında ve framework lerde bu sistem tanımlıdır.Bu sisteme göre her bir renk değerinin alabileceği 256(0-255) değişik biçim olduğuna göre 256(R)*256(G)*256(B)= 16.777.216 değişik renk tonu tanımlayabiliriz.

Tanıtımını yaptığımız uygulamamızda telefonumuzun kamerasıyla fotoğraf çekebilir veya kayıtlı bir fotoğraf ın dilediğimiz kısmında ki bir pikselinden renk bilgisine ulaşabiliriz.Bu işlemi web tasarımcılar veya 2D tasarımla uğraşanlar sıklıkla kullanırlar.

Uygulamamızın ana sayfasında bizleri şöyle bir görünüm karşılıyor.


Öncelikle "Capture" kısmından renk bilgisi çekeceğimiz sahnenin fotoğrafını çekmek için kameramıza geçiş yapıyoruz.Eğer daha önceden telefonumuzun bellğinde kayıtlı bir imaj dosyasından faydalanmak istiyorsak "Load" kısmını seçiyoruz.Yukarıda ki resimde ki gibi en altta bir imaj dosyası görüntüleniyorsa artık "Pick Color" seçeneğini kullanarak renk bilgisi çekebiliriz.






"Pick Color" seçeneğiyle yukarıda ki ekranlara ulaşacağız.Burada parmağımızla "+" şeklinde görürünen hedef gösterici ile istediğimiz pikselin renk bilgilerine sağ kısımda ulaşabiliriz.Bundan sonra "Pick" butonuna basarak renk bilgilerini programımızda ki renk stoğuna kaydetmek çok basit bir işlemdir.

Seçme işlemindne sonra uygulamamızın ana sayfasında şimdiye kadar seçtiğimiz bütün renk tonlarını bulup onları özel isimlendirebiliyoruz.Örneğin "favori rengim" vb.



Uygulama ile ilgili yüksek beklentisi olan kişilerle karşılaştım.Buna benzer çoğu uygulamanın tam istedikleri performansı vermediklerinden yakınıyorlardı.Örneğin tekstilde bir kumaşın renk tonunu kontrol etme konusunda tek renk çıkartamayan kalem şeklinde mekanizmalardan(4) veya benzeri uygulamalardan şikayetçiler.Anlamadıkları kısım ise uygulamalar veya makineler eğer doğru programlanmışlarsa asla yanlış sonuç üretmezler.Şimdi bir masa örtüsüne bakınız.İster tek renkli ister karışık desenli bir örtü olsun.Başlangıçta renk tanımı yaptık.Burada ışığı gözümüze gelene kadar kırılması gibi durumların olduğunu söyledik.Ona göre son gördüğümüz ve beynimize gittiğinde işlenen renk tonu bir algıdan ibarettir dedik.Bu renk körlüğü vb bir hastalığa sahip olmadıkça o renk neyse gördüğümüz odur.Bu memnuniyetsiz malum arkadaşların istediği ise photoshop ta veya paint gibi çizim programlarında kapalı bir alana renk vermemiz gibi o alanın kumaşın üzerinde ki benzer kapalı alanda dahi tek renk bilgisi içermesi.Bunun gerçekleşmesi için kumaşın her kısmına eşit şartlar altında ışığın vurup gözümüze gelmesi gerektiğini düşünelim ne kadar mümkün.Öyle olsa bile baktığımız alana göre gözümüzün açısı veya ışıkların gözümüze gelme açıları hep değişecektir.Yani bir şekilde masa örtüsünün belli kısımları koyu tonlar bazı kısımları açık tonlar hatta bazı kısımları değişik yansımalardan ötürü değişik tonlara kaymaya yöneldiğini bile görebiliriz.Bunları etkileyen renk bilgilerinin(R,G,B) varlığından haber olan ve ek olarak transparanlıktan(Alpha) haberi olan kişiler nasıl oluyorda sanki bilgisayar ortamında verdikleri tek rengi doğada büyük bir parçada istiyorlar.Duvara baktığınızda çektiğiniz fotoğrafın her pikseli aynı R,G,B,A değerlerini mi içeriyor ki uygulama veya makineler bunları yakalasın.Bir kere ortamda tek renk hakimiyeti olabilir ama asla örneğin 1024x768 bir duvar fotoğrafı her pikselinde aynı R,G,B,A değerleri içermez.Doğada mükemmel yoktur.Paint te bastığın gibi saf renge bürünmez herşey.Aslında bürünür ama görünmez.Onun için ne görüyorsak onu bize sunacak teknoloji yeterlidir.Yarısına güneş vurmuş yarısına gölge vurmuş bir kumaşın neden R,G,B değerleri isteidğimiz gibi çıkmıyor diye küfretmek komik birşeydir.

Uygulama windows phone markette mevcuttur.Yıldız vererek ve yorumlayarak bana yardımcı olabilirsiniz.İlerleyen zamanlarda umarım daha güzel uygulamalarla karşınıza çıkarım.Şimdilik görüşmek üzere.

Uygulamanın Linkine Buradan Göz Atabilirsiniz...

(1)Manşet,pankart
(2)Wikipedia-Renk
(3)Hexadecimal
(4)Değişik firmalar mevcut

3 Haziran 2015 Çarşamba

Fast and Furious 7 (Hızlı ve Öfkeli 7) Eleştirisi

Film çıkalı bir süre geçmiş,sinemalardan da büyük ihtimalle kalktığını düşündüğüm sıralar.Dedim kardeş neden izlemiyorsun bu filmi.Bir şekilde tedarik ettim(1) izlemeye başladım.Sen ki koskoca hızlı ve öfkeli serisinin en çok gündeme gelmiş parçasını kaçırmışın ve o kadar baş karakterlerden birinin üzücü bir şekilde bu hızlı ve öfkeli hayattan gencecik yaşta ayrılmasını duymuşsun,oturduğun yerden ahkam kesiyorsun.Abi tamamda gerçekten bu sıralar insanların zamanlarını nasıl geçirdiğini veya onu neler ile harcadıklarını düşünüyorum.Kendim içinde bazen(genellikle en azından son zamanlar) "dünyayı sen mi kurtaracaksın gidip bir milyon kişinin 1 dolardan indireceği bir oyun yaparak(2)" diyerekten bir nevi uyuşturucu diyebileceğimiz oyun oynamak veya film,dizi vb izlemek eylemlerinde çok bulunduğumu söyleyebilirim.Bizler kapasitelerimizin,yapabileceklerimizin limitlerini keşfedene kadar hayat işte öfkeli,hiç olmadığı kadar acımasız bir şekilde korkunç bir hızla geçip gidiyor.Olay şu,film 2 saatin üzerinde ömrümden bir dilim almışken tek hissettiklerim buydu.Üzüldüm çünkü filmi büyük bir ciddiyetle,beklentiyle izlemiştim.Tek bulduğum abi Paul Walker ölmüş bizde bu filmi neresinden bağlarsak,kesersek,biçersek tutar.Mağdur edebiyatları sadece bizim memleketimizde olacak değil ya.Tabi ki de olayın içinde modifiye araçlar,sokak yarışları,hatunlar,inanılmaz kaslı erkekler,müzik olacak diye bildiğimizden belli bir dozajda aksiyon beklentimiz var.Film bittikten sonra bir koşu araştırmaya başladım.Dedim ki acaba benim gibi tatmin olmayan var mı.Arkadaş takım tutar gibi parti tutma deyimi var ya adamlar babasının yönetmenliğini yaptığı filmi över gibi sahiplenmiş.Demişler ne bekliyordun bu kadar aksiyon sahnesi,"imkansızlık" çok normalmiş.Tabi ki de bizde bekliyorduk tırların altından arabalarla sağdan sola geçilsin,biraz yüksek hız olsun,süratle adrenalini hissedelim.Ama filmin önceki bütün kısımlarını izlemiş biri olarak bilmiyordum ki bir filmde senaryonun falan artık önemsiz olduğunu(3),bir filmin olağan dışı durumlara bilim kurgu türünden yayımlanmadığı halde yer verebileceğini.Filmin süresi 2 saatin üzerindeydi ama benim üzerine bir çıkış yolu bulamayacağım sahnelerin eleştirisi en az 2-3 saatimi alabilir.Ama bu yazıda kısa bir şekilde değinmeye çalışacağım.

Genel olarak bazı aklıma gelen sahnelerden örnekler vererek soruyu soracağım,sizler artık eğer takım tutan tiplerdenseniz abi aksiyon işte ne bekliyordun der(4) veya az bile yakalamışsın diyerek bir sigara yakar sakinleşirsiniz.Bir kere senaryo falan yok filmde.Bunun nedeni olarak aklıma ilk gelen iki şey şunlar.İlk olarak senaryonun direk tuvalette yazılmış olabileceği efsanesi ki bu kolay cevap.Diğeri ise demin bahsettiğim mağdur edebiyatı.Abi koskoca Paul Walker ölmüş hani araba ile gökyüzünden neredeyse uydulara (genellikle helikopter vb araçlara)toslasak,üç gökdelen arasında arabayla geçiş yapsak,ambulans aracıyla IHA(5) indirsek,kolumuzda ki alçıyı kaslarımızı sıkarak kırsak,en sıkışmış bir anımızda,arabamızla kendimizi,uçurumdan yüzlerce metre aşağıya atlamış halde bulsak ve en iyi planımızın o an bu olduğunu söylesek,uçaktan arabamızla atlayıp paraşütle yer yüzüne iniş yapsak,Tofaş ın arabalarından güvenlik anlamında daha kağıt(6) diyebileceğimiz son model arabalarımızla roketlere kafa atsak veya ağaçları yerinden söküp atsak orman içinde ve bunca olanlara rağmen bir karizmatik abimizin(7) muhtemelen serinin ilerleyen filmlerinde elini kolunu sallayarak kaçabileceği bir hapse düşmesi olayı hariç kimsenin mağduriyet anlamında burnunun bile kanamadan filmi tamamlamasına onay versek.Bu kadar şeyi filmi izlemeyenler spoiler olarak düşünmesin.Dediğim gibi kişisel bakış açınız;bunları, bilim kurgu olmayan bir filmde olabilir ya diyerek kendi potasında eritebilir.Soracaklarım,söyleyeceklerim bunlardı.Yönetmenden fazla abartmak istemedim.Sizler saydıklarımı aklınızda canlandırarak soru-cevap şeklinde olayı anlamlandırabilirsiniz.

Birde ek olarak o tanrının gözü olayına değinmeden duramayacağım.Her önüne gelenin programcı olduğu bir dünyanın yaratılmasında her önüne gelenin hacker filmi çekmesiyle ilişkisinin az buz bir şekilde ilişkili olduğunu söylemek yanlış olmaz kanımca.Filmde tanrının gözü diye bir yazılım mıdır mikrodenetleyici midir ne olduğu belli olmayan bir şey var.Sözde Türkiye seçmen zeka potansiyelini hedef alarak anlatılmış birkaç özelliğini sizlere anlatayım.Sistem ortak bir ağı bile olmasın(nasıl oluyorsa) bütün güvenlik kamerası kayıtlarına,telefon konuşmalarına veya bütün lanet olası anlık trilyonlarca gerçekleşen dijital veriye ulaşıyor.Bunun için dediğim gibi ne bir ortak ağa,veri yoluna vb hiç bir şeye ihtiyaç duyuyor.Hani laptopunla misafirliğe gittiğiniz teyzenizin bilgisayarınıza bakarak "interneti getirmişin girde bizim sigorta durumumuza bakalım,bakamayız mı?"demesine benziyor olaylar.Evet bilgisayarı dağada çıkarsan o internete girer(Kendi başına).İnternetmiş,ağmış bunlar hep hikayeymiş.Hatta bir fabrikanın güvenlik kamerasını bile istediğimiz zaman çerezimizi tüketirken izleyebilirmişiz.Ne de olsa hacker ız abi sızmışız işte adamların varlığından haberimizin olmadığı sistemlerine.Öyle esnek yazılım bu tanrının gözü.Swarm kullanmayan hatunu gözününüzün içine baka baka kaybettiğiniz çay bahçelerinde bulabildiğiniz gibi eminim esnaf Ahmet abi nin güvenlik kamerasına veya cep telefonu ile Jason abimizle yaptığı konuşmadan sesine ulaşabiliriz ki amaç trilyonlarca bu veriden Jason'ı bulmak.Arkadaş dedik hadi oldu birbirinden bağımsız bir haber binlerce aygıta,sisteme sızdın.Sonra oradan bir normal bilgisayardan bu kadar sisteme -hepte anasını sattığımının ekranlarında downloading,login tarzı şeyler yazan hacker sistemleriyle- ulaştın.Peki adama sorarlar.Ambulansla IHA düşürdüğün çağda hangi tekil bilgisayar binlerce dakika süren konuşmalardan,milyonlarca piksellere varmış matrislere dökülmüş fotoğraflardan,ve benzeri güvenlik videosu kayıtlarından Jason abimizi analiz edecek donanıma ve yazılıma sahip.He yazılım işini ben halletim zaten işte adı tanrının gözü diyor ya.Bu kadar çok teknoloji ile içli dışlı olmuş bir nesilin aklıyla alay etmek bence çok acımasızca.Her şeyi geç birde filmde ki hacker kız için kendi aralarında pis pis sohbetler.Yok bir hacker böyle mi görünür falan.Senaryoda hiç bir yere mantığının oturmadığı tanrının gözü saçmalıklarını sırf belkide bir kızı film serisinin kadrosuna katmak istediklerinden uydurmuş olabilirler.Bunu çok normal yollardan yapabilirlerdi.Merhaba ben Ramsey bilmem ne gençlik kollarından geliyorum ve ben sizin ekibinizdeyim artık(emir büyük yerden) derdi olay biterdi.Sırf bu hacker kız için uçakla süper lüks araçlarımızı paraşütle bir bölgeye indirdiğimizi anlatmak bile istemiyorum.Filmin adında "Hızlı" geçiyormuş ya al sana bir arabanın yapabileceği maximum hız.Yere çakılma hızı!!!

Şimdi bunlarda ne var?Çok mu abarttım? Ben bir filmi izlerken belli normlara göre izliyorum.Walking Dead dizisinde zombiler iç organları kapkarayken neden taze et yeme peşindeler veya bir uzaylı filminde neden uzaylı olağan üstü güçlere sahip diye sorgulamıyorum.Abi uzaylı veya yaratık işte adam öyle kodlamış bunu öyle düşün diyorum.Ama vitesli bir filmde 6.vitesten sonra geri vitese atılmış hissi yarattı bende.Ortalama 7.5 üstü imdb(8) puanıyla mağduriyetin başarısını da yüzüme vurdu bir kez daha.Kendime şunu söyledim.Ölmeyen biri varsa artık Chuck Norris(9) veya Polat Alemdar(önemsiz biri) değildir.Ölmeyen dostluktur hayır hayır bu senaryosuz filmin boktan sonu.Ölmeyen Vin Diesel(10)'dir.

Sonuç olarak film belki eleştiri olarak daha güzel yorumları hak ediyor diyebiliriz.Ama bizler tüketici olarak daha iyisini,daha doğrusu aklımızla alay etmedikleri bir ürünü tüketmeyi hak ediyoruz.Umarım ilerleyen serilerde normalleşen bir modifiye araçlar,yarışlar ve hatunlar üçgeni kurulur.Bizde sinemada ödüllendiririz.

Filmin sonunda ki kapanış şarkısıyla yazıma veda ediyorum.Hepsi kişisel düşüncemdir.Çok fazla sıkıntı yapmaya gerek yok.



(1)Kimseyi ilgilendirmez.Belki CD kiralamışımdır.
(2)Bir oyun geliştirici için Büyük Ortadoğu Projelerinden birisidir
(3)Ne yapsak oy veriyorlar hesabı
(4)Aksiyon tamamda bilim-kurgu deselerdi bari baştan bende o gözlüklerle bakardım
(5)İnsansız Hava Aracı
(6)Kırılganlık veya güvenlik amacıyla geliştirilmemiş olan
(7)Jason Statham
(8)IMDB 
(9)Chuck Norris
(10)Vin Diesel

2 Haziran 2015 Salı

No Easy Way Out

Bu gün burada bir grup arkadaşla birlikte hayatımızda değişiklik yapmaya yönelik verdiğimiz kararların başlangıç noktasını görmektesiniz.Gerçekten bu bir başlangıç noktası olur umarım.Şarkılarımızı hazırladık,projelerimizi tuvalette tasarladık,şınavlarımızı çektik niyetine girdik bir şeylerin yani.Efsanevi Rocky filminin Eye of the Tiger(1) olmayan diğer gene aynı şekilde yüksek miktarda gazlandırıcı içeren şarkılarıyla bir start verelim dedik.Bilmiyorum biz müziksiz yaşayamıyoruz.Her türlü ruh halimize uygun müziklerimiz var.Belki ilerde bu işin sektörü olur ve reçete ile ruh sağlığına uygun müzikler yazılır.Ses olmadan yaşamak çok zor olurdu onun için binlerce kez şükürler olsun.Sizleri iki efsanevik gazlandırcımızla baş başa bırakıyoruz.İlerleyen zamanlarda burada sistemle git gel yaşayan tipik Türk insanlarının hikayeleriyle,tecrübeleriyle veya bilgileriyle ( yazılım , donanım , müzik , spor , oyun , insan ilişkileri , sigara içen içmeyen , kendine esnek çalışan , icraatin içinden ) birlikte olmaya çalışacağız.Enjekte edeceğimiz müziklerin tadına varmaya çalışın,bizi eleştirin ama çok fazla kırmayın,zaten hiç birimiz unique snowflake(2) değiliz.Bu dünyaya sadece çalışmak içinde gelmedik.En kötü bu fikirde birleşelim.Birde hiç bir şeyin kolay olmadığını,çıkış yolunun bazen acı ve fedakarlıklardan geçtiğini unutmayalım.Sağlıcakla kalınız ;)






(1) Survivor-Eye of The Tiger 
(2) Fight Club - This Is Your Life